İki ay önce mağazamızda çalışan Sevcan evleneceği için işinden ayrıldı. Sevcan yıllardır mağazamızda çalışıyordu ama evlendikten sonra kocası onun çalışmasını istemiyordu. Sevcan benden 4 yaş küçüktü ama benim için çok iyi bir arkadaştı, birbirimiz hakkında her şeyi biliyorduk. Kocam Sevcan’ın yerine Hacer adında yeni bir eleman tutmuştu. Kadın dul olduğu için bir işe çok ihtiyacı vardı.…
O sabah evde oturuyordum. Onunla uğraşırken telefonum bozuldu. Annem kadar sevdiğim ve güvendiğim komşu komşum Emine Teyzemle çocuğumu bırakmak için dükkana gittim ve telefonu yaptırması için kocama verdim. Dükkana girdiğimde kasiyer kız kasadaydı. Beni görünce ayağa kalktı, “Hoş geldin kardeşim!”dedi. Kocama sorduğumda, “Depodaki yazlıkları hazırlıyorlar, rahibe, size haber vereyim mi?”dedi. “Hayır canım, aşağı iniyorum!” dedim. Mağazamızın üç katı vardı, alt katı depo olarak kullandık. Aşağı indim, depoya inerken merdivenlerde sesler vardı. Sevişmenin sesiydi. Şok oldum. Yavaşça indim ve kutuların arasında kocamın Hacer’le öpüşüp el sıkıştığını gördüm. Hacer, “Burada olmayacağız, yakalanacağız, akşam yine de bana geleceksin, çok mu kısaydın?” Bunu söylediğinde, tamamen şaşırdım.
Ne yapacağımı şaşırdım. Dışarı çıkıp onları küçük düşürecek cesareti bulamadım. Karakterim yüzünden her zaman sorunları örtbas ederim, her zaman en alttan alırım, yokuş yukarı sürmem. Ama bu hafife alınacak bir şey miydi, ikisi de yarı çıplak sevişiyorlardı. Kocam dedi ki, “Bu gece seni öyle bir sikeceğim ki Hacer, suskun kalacaksın!” dedim. Hacer, “Peki ya karın? Gerçekten sabaha kadar benimle kalacak mısın?” dedim. Kocam, “Evet, kalacağım!”dedim. Hacer, “Karın seni benim kadar mutlu edemez canım!” dedim. Konuşmalarından, onun kaliteli bir kaltak olduğu belliydi.
Şoktan kurtulmuştum ama konuşmalarını dinlemeye dayanamadım. Hemen yukarı çıktım ve kendimi biraz daha topladım. Onları görmemiş gibi davranmak zorundaydım. Depoya en üst kattan yaklaştım ve kocama seslendim, bir süre bekledim, oradaki kıyafetlere bakıyormuş gibi yaptım. Yakında kocam geldi, yüzü kızardı. “Buyur aşkım, hoş geldin, hayır, yukarı çıkalım!”dedim. Bu yüzden üst kata oradan kurtulmak için gittim. “Telefonum bozuk!” dedim. “Kolay aşkım, hallederiz, yoksa yenisini alırız, senden daha mı değerli!” dedim. Yalancı pislik de bu konuda bana büyük bir ayak veriyordu. Hemen telefonu verdim ve gittim. Ağlamamak için çok uğraşıyordum. Eve doğru hızla yürüdüm, binaya girdim, eve girdim ve ağır ağır ağladım.
Yarım saat sonra yan komşum Emine Teyzemle birlikte bıraktığım oğlumu almaya gittim. Emine Teyze’nin oğlu Ömer kapıyı açtı, “Hoş Geldin Ahu, içeri gel!” dedim. “Hayır, içeri girmeyeceğim, oğlumu almaya geldim!” dedim. Ömer dedi ki: “Çocukları bölmek isterseniz oynuyorlar mı?” dedim. Ömer’in oğlu oğlumla aynı yaşıyor, ikisi de 5 yaşında. Ömer’in eşi doğum yaptıktan sonra öldü ve çocuğu Emine Teyze büyüttü. Eşi öldükten sonra da evlenmeyen Ömer, annesiyle birlikte yaşamaya başladı.
Geldim. Ömer hemen salona geldi ve “Annem de kahvaltı hazırlıyor, gel otur!”dedim. Oturdum. “Hayır, Ahu, düştün, gözlerin kırmızı mı?” dedim. Ben de ”Hiçbir şey, biraz rahatsızım…” dedim O sırada Emine Teyze geldi. Yiyip içtik, oğlumu alıp öğlene doğru eve gittim. Uyu oğlum koydum. Deliriyormuşum gibi hissettim, bunu düşünerek delirecektim. Ama gözümü kapattım, kendime çok kızgındım.…
Öğlen kapı zili çaldı. Açtım, mağazamızdaki kasiyer kız dedi ki, “Telefonunu getirdim, kardeşim!”dedi. Ona teşekkür ettim, “İçeri gel, bir şeyler içelim!” dedim. “Dükkanda çok iş var, rahibe!” dedi ve gitti. Muhtemelen kocam ve Hacer yine dükkanda sevişiyorlardı. Tamamen depresyondaydım, bu yüzden kocamı aradım. Telefona cevap vermedi. On beş dakika sonra beni aradı, “Aşkım, depodaydım, duymadım, söyle canım, bir sorun mu var?” Böyle konuşuyordu, beni kendinden tamamen tiksindiriyordu. “Hiçbir şey, telefonumu yaptırdın, teşekkür etmek için aradım!” dedim. “Önemli değil tatlım!” falan filan diyor, kelimenin tam anlamıyla midemi bulandırıyordu. Tam kapatacakken, “Aslında ben de seni arayacaktım, gece erzak almaya gideceğim, İstanbul’da yeni kodlar falan var, eve uğramadan dükkanı kapatacağım. İstanbul’dan istediğin bir şey var mı?”dedi. “hayır!”Diyebilirim. Geceleri Hagar’la birlikte olurlardı.,
Neredeyse akşam oldu. Kendime ve kocama çok kızgındım ama boşanmak istemedim, ortada oğlum vardı. Sonunda kocamın bana yaptığı şeyin aynısını yapmaya karar verdim. Bunu çok düşündüm, ilk başta kendime uyduramadım ama üşümedim. Kesinlikle kocamı da en kısa zamanda aldatacaktım. Ama ben kiminle olduğunu düşünürken aklıma Ömer geldi. Ömer uzun zamandır dul kalmıştı. Yakışıklı, uzun boylu ve çekiciydi. Şimdiye kadar Omer’e hiç öyle bakmamıştım…
Balkonumuz ve balkonları yanyana idi. Temizlik yaparken birkaç kez bana baktığını gördüm. Annesi Emine Teyze onu evlendirmek için çok uğraştı ama evlenmek istemedi. Emine Teyze sürekli başka kadınlarla birlikte olduğunu söylüyordu, “Bir gün başı belaya girecek!” söylüyordu. Bir keresinde Ömer annesiyle birlikte mağazamıza gelmişti. Ömer, lise yıllarında eski sevgilimiz Sevcan’la çıkmıştı. Sevcan bana, “Ömer doyumsuz bir adam!” söylemiş. Kadınların dedikodularına göre Ömer hakkında az çok şey biliyordum. Bu düşünceyle kendimi Ömer’le düzmeye karar verdim. Ama böyle bir intikamla kalbim soğurdu. Bir plan yaptım. Sabah konuşurken iki gün izinli olduğunu söyledi. Muhtemelen evdeydi, oğluna çok düşkündü.
Artık karanlıktı. Banyoya girdim, üzerime kayıyormuş gibi yaptım, yıkandım. Yatak odama girdim, dolabımda ince siyah bir üst ve alt pijama vardı, onları çıkardım ve kırmızı bir tanga çıkardım. Soyundum, tangamı giydim, sütyen giymedim, büyük göğüslerimin üzerine pijama takımı giydim. Aynaya baktığımda hafif göbeğim dışında çok seksi görünüyordum. Büyük göğüslerim pijamalarımdan fırlayacak gibiydi ve kalçalarım da oldukça seksi görünüyordu.
Hemen Ömer’in balkonunu gören balkona gittim. En üst katta olduğumuzdan beri beni sadece Ömer görebiliyordu, onun için rahattım. Balkonun ışığını yaktım ve Ömer’i bekledim. Ömer genellikle balkonda çok zaman geçirirdi. Bazen müsait değilsem gitmeden önce Omer’i kontrol ederdim, balkonda olup olmadığını görmek için. Ama şimdi ortaya çıkmasını bekliyordum. Bir süre oturdum, kimse gelip geçmedi. Mutfağa gittim ve kendime soğuk kola aldım. Balkona geri döndüm, kola içtim ve çevreyi izledim. O sırada oğlum uyandı ve onu yanımda götürmek zorunda kaldım. Oğlumla balkonda oturuyorduk. Bir süre sonra Ömer balkona çıktı ama dikkati dağıldı ve bizi fark etmedi. Bir sigara yakıp oturduktan sonra bizi gördü ve karşıladı. Oğlum kucağımda otururken kıyafetimin farkında değildi.…
Ömer’e annesini sordum. “Biraz başı ağrıyordu, şimdi yatakta, oğlum da bilgisayar oyunları oynuyor!”dedim. Balkonlarımız çok yakındı, bilgisayar kelimesini duyduğumda oğlum, “Ben de oyun oynayacağım anne, bilgisayarı benim için aç!” kucağımdan fırladı. O sırada Ömer ışığın yansımasıyla belirginleşen göğüslerimi fark etti. Gözlerinin genişlediğini ve göğüslerime baktığını fark ettim. İçeride oğlum, “Anne, hadi!” Bağırdığımda kalktım ve kalçalarımı sallayarak odaya girdim. Heyecandan bunalmıştım, şimdi Ömer beni fark etti.
Oğlumun bilgisayarını açtım ve balkona geri döndüm. Ömer beni aç bir Kurt gibi bekliyordu. Balkona döndüğümde onu ne kadar tahrik ettiğimi anladım, gözleri parlıyordu. Oturduğumda hemen kocamı sordu. “Bu gece İstanbul’a gidecek!” dedim. Ömer benimle konuşurken göğüslerimi izlemeye devam etti. Sanki yiyecekmiş gibi göğüslerime baktığını fark etmemiş gibi onunla konuşmaya devam ettim. “Emine Teyze uyuyorsa çocuğu da alın, çay kahve içelim, çocuklar birlikte oynasın!” dedim. Ne kadar aniden değiştim, resmen Ömer’e kur yapıyordum. Ömer, “Tamam, yakında döneceğiz!” dedim.
Ömer zaten çok rahattı, on dakika sonra geldiler. Oğlu doğrudan oğlumun odasına gitti, ben de Ömer’i salonda karşıladım ve çay içmek için mutfağa gittim. Giydiğim kıyafetler aynıydı ve Ömer bana gerçekten şehvetle bakıyordu. Çaya baktıktan sonra içeri girdim. Konuşma sırasında çay demlendi. Çocuklara da meyve suyu getirdim, oğlumun odasındaki bilgisayarla meşguldüler, hep birlikte oynarlardı. Kapıyı kapattım, çay tepsisini alıp Ömer’in yanına gittim.